DOĞA'NIN ZİHNİ
- asenatanis
- 21 Eki 2018
- 2 dakikada okunur
Dizisini bayılarak izlediğim, hatta 9 kitaplık tüm seriyi bir solukta okuduğum Game of Thrones isimli eserinde yazar George R. R. Martin bir tür tanrı özelliği ithaf edilen Büvet ağaçlarından bahseder. Büvet ağaçları kuzeyde yaşayan halkın tanrısıdır. Onun etrafında dua eder, onun yanında evlenirler... Tüm Büvet ağaçlarının üzerine insan yüzüne benzeyen bir yüz kazınmıştır. Gövdesi beyaz, yaprakları ise kan kırmızıdır. Bu ağaçların etraflarında olan biteni gördüklerine, duyduklarına inanılır. Büvet ağaçları bir ağaçtan daha ötesidir. Çünkü sonradan anlarız ki, kuzeydeki tüm bu tanrı ağaçlar kökten birbirine bağlıdır. Kitapta bahsedilen Sur'un ötesinde ağaçların köklerinin buluştuğu merkezde bir insan faktörü yaşar. Başka canlıların derisine girebilme yeteneğine sahip Varg denilen kişilerden seçilmiş biri bu ağaçlarla fiziksel ve ruhsal bir birleşme yaşar ve bir tür tanrı olur. Üç Gözlü Karga.
Ağaçların köklerinden yüzeye yayılır ve onların gözünden kuzeyde neler olup bittiğini öğrenir. Herşeyi görebilir bu kişi artık. Tüm bilgiler orada birleşir. Gizli saklı hiçbirşey kalmaz.
Evet bu bir fantazi roman. Bir kişinin hayalleri...
...
Birkaç ay önce bir belgesel izlemiştim. Ağaçların zihni olduğundan bahsediyordu. Bilimsel bir keşif. Olgun ağaçların kökleri aracılığıyla kendine benzeyen taze ağaç köklerini seçip onlara kendilerinden besin veya güç aktarıp yaşamasına destek olduklarını anlatıyordu bu belgesel. Ancak şaşırtıcı olan, bu ağaçlar bazı köklere destek olmuyorlardı. Bir tür zihinsel süreç diyor bilimadamları...İnanması zor geliyor, odundan ibaret sandığın ağaç yerin altında neler yapıyor. Hayal gibi ama gerçek.
Peki gerçekten, ne hayal, ne gerçek?
...
Aslında şu an bilemediğimiz aklımızın alamayacağı milyonlarca sırdan bir tanesi bu, keşfedilmiş...Bitkilerin sevgiyi veya şiddeti hissetmesi gibi...
Bazıları bu işleyişi tam olarak anlayamasa da bu bağlantının varlığına gönülden inanıyor. Bu insanların sayısı hiç de az değil. Ben bunlardan biriyim. İnanıyorum.
Bazıları ise bu konuda düşünmek bile istemiyor. Saçma sapan ve gereksiz geliyor.
Tamamen bir karşıtlık.
Ne zaman aynı noktaya geleceğiz? Ne zaman tüm insanlar Doğa'nın bir zihni olduğuna, bu zihnin hepimizi yönettiğine, hepimizin birbirimize bağlantılı olduğumuza inanacak? Ne zaman birimiz kötüyken bir diğerimizin asla iyi olamayacağını anlayacak? Ne zaman herkes karıncalar yoksa biz de yokuz bunu anlayacak?
Umuyorum ki bu er ya da geç gerçekleşecek ve gerçekleştiğinde aydınlanma başlayacak.
İnsanların bakış açısına tamamen bir bütünsellik hakim olduğunda, herkes O'nun bir parçası olduğuna inandığında ve herşey ve herkes birbirine sevgi ile bağlandığında...
Başlayacak.
Comments